5 Haziran 2009 Cuma

Dünya Çevre Günü ve Ağaç Dikmek

İzmir'in Bayındır ilçesi için Türkiye'nin çiçek bahçesi diyebiliriz.
Her hafta Bayındır'a işim gereği gidiyorum ve fideler, çiçekler alıyorum.
Ömrümüz boyunca oksijen tüketiyoruz. Peki oksijen üretiyor muyuz...
Hayatımız boyunca tüketecek miyiz? Sürekli Dünya'nın nimetlerini sömürecek miyiz? Yoksa ekolojik dengeyi düzeltmeye de çalışacak mıyız?
Çiftçi kardeşlerimiz olmasa Türkiye çoktan çöl olurdu... Her hafta köylere de gitme fırsatı buluyorum Bayındır'da... Çiftçi sadece cebi para dolsun diye doğa ile ilgilenmiyor, doğayı seviyor, çiftçilik günümüzde malesef doğru düzgün para da etmiyor. Çiftçilerimiz tarlaları işliyor, ağaçlarına bakım yapıyor, doğa da hem onları hem bizi besliyor bunun karşılığında... Çiftçiler olmasa aç kalırdık. Sağolsunlar. Ürünlerini satmaları için kooperatif kurmaları gerekiyor, devletten destek alamıyorlar, devlete ürünleri satamıyorlar, özel sektöre de kolay kolay satamıyorlar. Eskiden kendi kendine yeten ülkemiz, artık duyuyoruz ki Amerika'dan buğday alıyor, mısır alıyor... İlginç... Daha ucuz olduğu için yurt dışından buğday alınarak, çiftçiliği bitiriyoruz, amerika'ya bağımlı hale geliyoruz ve amerikayı kalkındırıyoruz. Oysa amerika en basitinden halen Türk tekstiline kota uyguluyor, tabi çiftçinin ürettiği pamuk da artık para etmiyor...
Konu çok dağıldı...

Arkadaşlar, almış olduğum fideler 15cm boylarında idiler. Biri fıstık çamı, diğeri de çınar fidesi...
Balkonumda büyük saksılarda büyüdüler iyice. Çınar çok hızlı büyüyor, 2metre boyuna ulaştı. Bugün 4 adet tahta aldım marangozdan 2şer metrelik, bir de tel örgü. Artık çınar ağacımı ağaçsız bir yer bulup dikeceğim. Bol bol sulamaya devam edeceğim. Ömrüm boyunca Dünya'ya ne kadar yararım olacak bilmiyorum, ama bir hayli oksijen tüketmemiş olacağımdan eminim. Amacım,vermiş olduğum zararı telafi etmek ve bir çok kişiye de oksijen sağlamak... Sanırım 1 ağaç 17 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor...

Çınar ağacım, yaşarsa 800 yıl gölge de yapacak yazları ve Green House Effect, sera etkisini bir nebze ortadan kaldıracak, dünya'nın ısınmasını durduracak, buzulların erimesi duracak, ekolojik denge sağlanacak.

Herkes ağaç dikse n'olur arkadaşlar... Orman, toprak erezyonunu önler, ayrıca orman, toprağa direk güneş ışığı düşmesini önler ve bulunduğu ortamın aşırı ısınmasını önler. Dolayısıyla coğrafyadan hatırladığım kadarıyla, soğuyan havanın maksimum nem taşıma kapasitesi daha azdır ve bağıl nem oranı artacağından yağmur oluşur... Kuraklık da önlenmiş olur...
Doğa, asfalt yollarla kaplanıyor, yolların etrafı ağaçlandırılmalı ki bu asfalt yollar dünyamızı iyice ısıtmasın....

Biz bu dünya'yı, doğayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık...
-Bir ulusun uygarlık düzeyi, üzerinde yaşadığı toprakları ağaçlandırmasıyla ölçülür. Franklin Roosevelt.

Alttaki linkte ağaçlandırma çalışmalarımın bir kısmını görebilirsiniz arkadaşlar...

http://ayhancapan.blogspot.com/2015/04/every-year-i-plant-20-sapplings.html

Hiç yorum yok: